Müziğin Ruhu
Her sabah olduğu gibi yine müzikle uyandım güne. Nasıl diye soracak olursanız, alarm sesimiz buna en
güzel örnektir. Kötü ve itici bir örnek olduğunun farkındayım ancak hepimiz farklı alarm sesleriyle
günümüze başlıyoruz. Gün içinde ise ruh hallerimize göre değişen müzik listelerimiz bizlere eşlik
ediyor.
Müzik benim için tüm vücudumuzu saran, zihnimizi boşaltan, bütün duyguları hissettirerek anılarımızı
anımsatan, çözülemeyen sırların sırdaşıdır.
Neredeyse hepimiz müziğin hayatımıza olan etkisini bilmeden dinleriz. Müzik farklı duygular
uyandırmasının yanı sıra, ruha hayat veren sihirli bir değnek gibidir… Hislerimizi örter, ruhumuzun
tedavi aracıdır.
Müzik sadece sağlıklı yaşantımızda değil, tıbbi konuda da bize yardımcı olmaktadır. Müzik insan
sağlığına ve davranışlarına yön verecek etkiye sahiptir. Bundan dolayı ruhsal tedavi süreçlerinde
müzik, ruh ve beden arasında bir köprü gibi etkilidir. Hatta mutlu ve hüzünsel müzik ayrımı kan
basıncı, nabız, beden hareketleri ve beden ısısını etkiler, strese bağlı hormonları da düzenlediği
görülmektedir. Bu örnekler vücudun kendiliğinden geliştirmiş olduğu iyileştirme sistemini
göstermektedir.
Günümüzde herkesin dilinde yaygın olan depresyondan şizofreniye, uykusuzluktan Alzheimer’e,
hamilelik ve doğuma, hatta kansere kadar pek çok hastalıkta olumlu yönde etkisinin olduğunu
bilmekteyiz. Bu etkiler hem kişinin yapısına hem de müziğin çeşidine ve çalgısına göre değişiklik
göstermektedir…
Faydalarına değindiğimiz müziğin tarihteki yerine değinmeden geçmek de olmaz. Müzik ‘Yunan’
kökenli bir kelimedir ve dünyanın her yerinde aynı anlamı ifade etmektedir. Eski Yunan mitolojisinden
Apollon hem müziğin hem de hekimliğin tanrısı olarak bilinir. Müziği ilk kez tedavi aracı olarak
kullanan kişi olarak sayabileceğimiz Apollon ‘lir‘ çalarak insanların sıkıntılarını gidermeye çalışmıştır…
Ortalama olarak 20. yüzyılda bu tedavi yönteminin temelleri atılmıştır. Bu dönemde okullarda,
hastanelerde hem çocuklar hem de yetişkinler için müzik ile tedavi seansları geliştirilmeye başlanmış.
Bu seanslar başta Norveç, Japonya, İngiltere gibi ülkelerde başlarken zamanla tüm dünyada yayılım
göstermiştir.
Kısaca değinmiş olduğum müzik klasik gelebilir ancak ruhun gıdasıdır. Tarih boyunca insanlar için
sanatsal ilham kaynağı olmasıyla birlikte toplumsal bilinci ifade etmekte de etkili olmuştur.
En güncel örnek olarak bu yıl psikolojik bir rahatsızlık olan anksiyeteyi azalttığı kanıtlanan birkaç şarkı
vardır. Bu şarkılara; Mozart ‘ Canzonetta Sull’aria, All Saints ‘ Pure Shores’, Adele ‘Somene Like You’,
Marconi Union ‘Weightless’ örnek olarak verilebilir.
Merhaba. Ben Rüveyda Kocaoğlu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tarih bölümü 2.sınıf öğrencisiyim. Duygularımı kağıtlara aktarmayı seviyorum. Umarım siz de yazılarımı seversiniz.