Ölüt: Işık Gecelere Bırakılmış
Ölüt:, ışık gecelere bırakılmış
“Yarım kalan sadece ikimizin öyküsü mi sanıyorsun?”
Gecelere bırakılmış notlar: Çiçek
İnsan duygularının zaman içinde değişebileceğini biliyoruz. Örneğin bugün yolda gördüğünüz herhangi bir çiçek yarın orada olmayabiliyor. Belki yol kenarındaki o çiçek, her gün geçtiğiniz zaman size gülümsüyorsa? Siz bunun değerini o, orada olmadığınız zaman anlamışsanız? Bu durum, bir daha geri gelemeyecek bir olayı yok olmuş gibi görmekle aynıdır.
Başka bir örnekte; yaşlı bir insanın küçük evindeki daracık balkona, çiçekler ekmeye çalışması da benzer bir durumdur. Belki de birisi onun gülümsemesi için onları ekiyorsa? Her sabah uyandığında doğrudan çiçekleri sulaması da bu sebeple olabilir. Belki de ölmüş eşinin hatırasını, ruhunu sevdiği çiçeklerde yaşatmak istiyor olabilir.
Açık ve net olmak istiyorum. Arkadaşlar, yoldaşlar! Her şey yarım kalır. Çiçekler elbet kuruyacak. Yeni bir tane eksek bile o da diğeri gibi nasıl açacağını bilmiyor olacağız.
Gecelere bırakılmış notlar: Beklenti
Yarım kalan sadece ikimizin öyküsü mü sanıyorsun?
Yarım kalan o kadar çok şey var ki. Yazarak bile yarım kalıyorum. Düşlerim bile yarım kaldı. Bütün anılarımı seninle yaşamayı düşledim. Fakat hiçbiri olmadı. Yeni bir düşe ihtiyacım olmayacak. Ben sensiz kendime bile yarım hak verdim. Kendimi değersiz bir parça gibi hissettim. Söylenmiş bir şarkının en son notaları gibiyim. Nasıl bittiğinin önemi yokmuş gibi. Hep önceki başlangıca geri dönmek istiyorum. Olmadığı için kendimden özür dilerim. Ruhum ince bir komar çiçeğinin dalı gibi. En yüksek yerde açtım. Mevsimleri yaşadım. Ta ki o an gelene kadar.
Beni yaşam bahçende, şu an istemiyor olabilirsin. Neden beni ektin? Neden bahçenin en geniş yerinde ben vardım. Her olası o an bile yarım. Bir daha olsa yine o an gibi yaşarım.
Gecelere bırakılmış notlar: Gerçek
Ruhumuzu bırak, kaderimiz bile bir değilmiş.
Gecelere bırakılmış notlar: Yeryüzü
Artık ruhum yıprandı!
Yaşamak için mi varım? yoksa var olduğum için mi yaşama varım? bilmiyorum. Yazdıklarımda bile kendimi bilemeyecek kadar yorgunum. Usumun her köşesinde şarkılar çalıyor. Sarhoşluk hissini bilmiyorum. Fakat yazmanın ayyaşlığa düşmüşüm. Bunu anlıyorum.
Tan doğan bir akşamdan ararken seni
Çiçeğindeki kokun sarhoş etti beni, düşlerimi
Gecelere bırakılmış notlar: Hanımeli, Ad gününe.
Zaman çarkı dönüyor hanımelim hızla.
Değişiyor, yer zaman ve dünya
Ellerimizi tutup yapamadığımız onca hatıralara
Uzaktan düşlemek daha acı veriyor bana.
Yürüyoruz biz de hayatın akışına mecburen
Rüzgâra uçup gidiyor ömür dediğimiz serüven
Nur gibi parlayan varlığının feneren
Mucizeleri bilmem, umut olsun gölgen
Eşsiz güzellikleri var bu dünyanın
Umut, sevgi dolu kucaklayıcı
Parlayan yıldızlarla dünyanın
Şiirler yazılır, yeryüzüme iç acıcı
Gecelere bırakılmış notlar: Ölüm
Yaşamın belli döngüsünü bitirdikten sonra, aklımıza o soru mutlaka gelmiştir. Bizi en çok seven kim diye mutlaka düşünmüşüzdür.
Bak! Öldüğünde Tanrı o anı sana izletmeyi bırak yaşatıyor. Mezarının başından sonuna kadar izliyorsun. Kimler gelmiş ya da gelememiş görüyorsun. Sonra bir imam gelip öldüğünü söylüyor. Herkes yavaş yavaş toprak atıyor ve bitiyor. İşte o an! İyi izle. Mezarının başında en son ayrılan kim olacak? Sorunun cevabını orada görüyorsun. Seven kişi daima son kalandır. Son anlar. Son görüş. Son bakış.
Bunu şimdi düşünme. Sadece hatırla. Zamanı geldiğinde kullanırsın.
Peki o kişi için son kez ölmüş dahi olsan yaşamak ister miydin?
İşte ona şiirler yaz. Öykülerinde yaşat. İşte! Artık ölmedin. Sende daima son kalan oldun.
Esen ola!
Gecelere bırakılmış notlar: Söz vermiştin!
Şiirlerimde seni yaşatmak özlemiyle esenlikler dilerim, Hanımelim.
Merhabalar, ben İnanç Akyazı. Karadeniz Teknik, Atatürk, Trabzon ve İstanbul üniversitesinde okumaktayım. Felsefe, edebiyat , teknik-bilim pazarlama, reklamcılık ve sanat ile uğraşmaktayım.